Dikkat Süremizin Bir Japon Balığından Bile Düşük Seviyeye İnmesinin Nedenini Öğrenince “Bu Noktaya Ne Ara Geldik!” Diyeceksiniz

“Goldfish etkisi” ya da “Japon balığı etkisi”; dikkat süremizin ne kadar kısa olduğunu, dikkat süreleri çok kısa olan Japon balıklarına gönderme yaparak anlatan bir terim.

Yaşam şeklimizin değişmesiyle bağlantılı olarak gelişen bu durum, farkında olmasak da ya da ufak çaplı olsa da birçoğumuzu ADHD (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) sahibi yaptı!

Ortalama dikkat süremiz zamanla düşünce, bir Japon balığından daha düşük seviyeye geldik! 

Ortalama bir insanın dikkat süresi 13 yıl arayla ölçüldüğünde şu sonuçlara ulaşıldı:

  • 2000 yılı: 12 saniye
  • 2013 yılı: 8 saniye

8 saniye, bir Japon balığının dikkat süresinden daha kısa anlamına geliyordu! 

Peki dikkat seviyemizdeki bu düşüşün sebebi ne?

Her türlü bilgiye veya eğlence kaynağına tek tıkla ulaşabildiğimiz bu dijitalleşen dünyada, “anında tatmin” duygusuna epey alıştık. İstediğimiz her şeye, istediğimiz zamanda erişebiliyoruz. Adeta, dünya parmaklarımızın ucunda.

Tabii ki bu durum, olumsuz sonuçlar da doğuruyor. Araştırmacılar, internet kullanma şeklimizin dikkat süremizin üstünde ciddi bir etkiye sahip olmasından endişeli. Birçoğumuz, tek bir işe odaklanamıyoruz. Bir filmi, başka hiçbir şey yapmadan 1.5-2 saat boyunca izleyemiyoruz.

Telefonlar başta olmak üzere teknolojik cihazlarımızdaki “multitask (çoklu-görev)” her şeyi aynı anda yapmaya alışmamıza ve konsantrasyon süremizin kısalmasına sebep oldu.

Telefonunuzun ekranını düşünün; yakın veya aynı zamanlarda birden çok platformdan bildirim geliyor, Instagram’a girmeyi seçiyorsunuz, ana sayfa açıldığında karşınızda hem gönderiler hem hikâyeler hem de size gelen mesaj bildirimi var, girmişken bir gönderiye bakıyorsunuz, o sırada yukarıdan başka bir mesaj geliyor ve onunla ilgili de düşünmeye başlıyorsunuz… Bu örnekleri bu şekilde uzatabiliriz ama siz ne demek istediğimizi zaten anlamışsınızdır.

TikTok ve Reels gibi kısa içerikler; durumu iyice vahim bir noktaya taşıdı.

Uzun içeriklere katlanma süremiz azaldıkça bize daha kısa içerikler sunulmaya başladı. Böylece arz-talep şeklinde birbirimizi tetikledik. Sunulan her kısa içerikte daha da kısasını istemeye başladık. 

En sonunda; TikTok, Reels ya da YouTube Shorts gibi bazen birkaç saniyelik, katlanabilirsek 1-2 dakikalık içeriklere alıştık. İçeriğin süresi uzadıkça, konsantrasyonumuz da azalıyordu! 

Kısacası; kısa süreli yüksek dikkat patlamalarıyla daha fazla bilgiyi daha hızlı işliyoruz.

Elimizin altındaki sınırsız bilgi ve bize kısa süreli zevk veren içerikler, dikkat seviyemizin o birkaç saniyelik içerikte yükselmesine ve birkaç saniye sonra azalmasına neden oluyor. Ne yazık ki zihnimizi buna alıştırdıkça dikkat süremiz gittikte düşecek gibi görünüyor.

Önüne geçmek için ne yapabiliriz?

  • Zevk aldığımız bir içeriği (film, dizi, kitap vb.) yeniden tüketmeyi deneyip bu esnada başka uyarıcılardan etkilenmemeye çalışabiliriz. Daha sonra içerikleri, ilk kez tüketeceklerimizle değiştirebiliriz.
  • Sosyal medya kullanım seviyemizi kısıtlayabiliriz. Zevk alacağımız içerikleri azaltıp gerçekten ihtiyacımız olan durumlarda kullanmaya çalışabiliriz.
  • İçerik sürelerini yavaş yavaş artırarak onları izlemeye veya okumaya kendimizi alıştırabiliriz.
Kaynaklar: ScienceDirect, Microsoft Attention Spans Raporu, Phys.org

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir